3 Kasım 2012 Cumartesi

Sinema Günlüğüm: Manhattan


Manhattan

Yönetmen: Woody Allen

Oyuncular: Meryl Streep, Woody Allen, Diane Keaton, Mariel Hemingway, Karen Ludwig

Yapım Yılı: 1979



Sinema Günlüğü Puanı :

Yukarıda da belirttiğim gibi Manhattan, 79 yapımı bir Woody Allen filmi. 

Günlük hayatı ve çarpık ilişkileri konu alan bu filmdeki diyalogları çok beğendim, Woody Allen oldukça öne çıkmıştı ve eğlenceliydi. 1979'da çekilmiş olmasına rağmen konusu bakımından güncelliğini koruyan bir filmdi.    Benim kanaatime göre olağanüstü bir güzelliği olan ya da mutlaka izlenmesi gereken bir film değil fakat vakit geçirmek için güzeldi. Woody Allen filmlerini beğeniyorsanız izlemeniz halinde pişman olmayacaksınız.











29 Ekim 2012 Pazartesi

Tiyatro Günlüğüm: 33 Varyasyon







Oyunu izlemeden önce bilmeniz gerekenler


Varyasyon: Çeşitleme. Bir tema veya kısa bir melodiyi bir takım yeni katkılarla bestelemeye veya seslendirmeye denir. Bu katkılar, ritmik, melodik ve armonik yöndedir.

ALS Hastalığı: Merkezi sinir sisteminde, omurilik ve beyin sapı adı verilen bölgede nöronların kaybından dolayı oluşan bir hastalıktır.

Sanırım bu tanım hastalığın ciddiyetini yeterli derecede anlatıyor. Bu hastalığı taşıyan kişilerin kasları zayıflıyor ve bu zayıflık sürekli ilerleyerek yayılıyor. Hastalar ellerini, bacaklarını kullanamayacak hale gelirken bazen konuşma bazen de yutma güçlüğü yaşayabiliyorlar. İleri evrelerde solunum güçlüğü ile karşılaşabiliyorlar. ALS, tedavisi bulunmayan bir hastalık.

Oyun; müzikolog, akademisyen Dr. Katherine Brandt'in, hastalığına rağmen New York'tan ayrılarak Beethoven'ın doğduğu yere, Bonn'a gitmesiyle başlar. Bu andan itibaren Beethoven'ın hikayesiyle onun hikayesi birbiri arasında, birbiriyle bağlantılı şekilde anlatılır. Ortak nesne ise "33 Varyasyon"dur.

Oyunun sahnelenişi, ışıklandırma ile oluşturulan dekorlar oyuna ilgi çekici bir hava vermişti; güzel, keyifli bir oyundu ve iki buçuk saat uzunluğundaydı. İpek Çeken'in oyunculuğu izlenmeye değerdi. Benim yorumlarım bunlar. Ekşi Sözlük'ten edindiğim ek bir bilgiyi de burada paylaşmak istiyorum:

Oyunda konuşmanın arasında cümlelerin "und"la bağlandığı ya da sorulara ja veya nein ile cevap verildiği oldu. Bunun nedeni Almanya'ya gelen karakterlerin aslında Amerikalı olması, Katherine'in arşivde tanıştığı karakterin ise Alman olmasıydı. Zaten Almanca kelimeleri araya sıkıştıran da oydu, aslında diğer karakterler İngilizce konuşuyordu. Oyun Türkçeye çevrilince bu detay biraz anlamsız kalmış.

Opera Günlüğüm: Evlilik Senedi



Gioacchino Rossini bu operayı 1810 yılında, kendisi 18 yaşındayken yazmış. İtalyanca aslı nasıldır bilmiyorum ama Türkçesini fazlasıyla amatör buldum ben. Konusu çok basitti, operadan çok operete benzettim hatta halk için basitleştirilmiş gibiydi. Bence eser seçimi yanlış olmuş. Sanatçılara diyecek bir sözüm yok hem kendilerine hem emeklerine sonsuz saygı duyuyorum. Keşke başka bir eser seçselermiş sadece bunu söyleyebilirim. Ben daha orijinal bir konuyu tercih ederdim. Yani bu kadar eser arasından bunu seçmelerinin gerekçesi operayı halka sevdirmek mi, sokaktaki insana hitap etmek mi diye düşündüm; bilmiyorum, belki de öyledir gerçekten. Opera Günlüğüm'den ilk aktaracaklarım bunlar, takibe devam :)